halit
Foruma hoşgeldiniz

Foruma üye olunuz..
halit
Foruma hoşgeldiniz

Foruma üye olunuz..
halit
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
halit

Şifalı bitkiler, bitkisel tedavi, bitki, bitkisel formuller, fitoterapi, Otacı,
 
AnasayfaAnasayfa  AramaArama  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yap  

 

 MRSA AIDS ten daha öldürücü

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Halit
Admin
Halit


Mesaj Sayısı : 421
Yaş : 65
Nerden : Şimdilik DÜNYA lı
Kayıt tarihi : 21/12/07

MRSA   AIDS ten daha öldürücü Empty
MesajKonu: MRSA AIDS ten daha öldürücü   MRSA   AIDS ten daha öldürücü Empty26/1/2008, 01:44

MRSA

Hangi mikrop AIDS virüsünden daha öldürücü

Son yıllarda okullarda, spor salonlarında, kışlalarda, hatta çocuk yuvalarında giderek daha sık görülmeye başlanan bir mikrop var.

Bu, kısaca MRSA adıyla bilinen, stafilokok ailesinden penisilinlere dirençli bir bakteri türü.

Bu bakterinin yol açtığı enfeksiyonlar daha çok hastanelerde veya yoğun bakım ünitelerinde yatan hastalarda görülüyor. Ancak, MRSA? nın 10 yıldan beri giderek artan oranlarda hastanelerde yatan hastalar dışında sağlıklı insanlarda da hastalık yapabildiği ortaya çıkmaya başladı.

İstatistiklere göre, MRSA nın etken olduğu enfeksiyonların yüzde 15 i hastane dışında meydana geliyor. Bu enfeksiyonlar çoğu zaman tehlikeli olmayan deri veya yumuşak doku iltihabı şeklinde karşımıza çıksa da, zaman zaman ölümcül tablolar da gelişebiliyor.

Bir şeyi yok diye evine gönderiliyor
Mesela, geçtiğimiz günlerde Virjinya da 17 yaşında lise son sınıf öğrencisi bir genç MRSA nın sebep olduğu bir enfeksiyon sonucu hayatını kaybetti. Önce, yan ağrısı şikayeti ile bir hastaneye başvuran ancak bizde de gazetelerde sık sık okuduğumuz gibi ?önemli bir şeyi olmadığı? söylenerek evine gönderilen genç, üç gün sonra ağırlaşarak tekrar hastaneye götürülüyor ve yapılan incelemelerde böbrek, akciğer, karaciğer ve kalp kaslarında MRSA? nın yol açtığı iltihap ve apseler saptanıyor. Yoğun bakıma kaldırılan ve suni solunum uygulanmaya başlanan hasta birkaç gün içinde hayatını kaybediyor.

New York da 12 yaşında bir ortaokul öğrencisinin de MRSA enfeksiyonu sonucu ölmesi üzerine okul idareleri paniğe kapıldılar. Enfeksiyonun görüldüğü çevredeki okullar kapatılarak bakterinin yayılmasının önlenebilmesi için dezenfeksiyonun yapılmaya başlandı.

MRSA aslında bir hastane mikrobu
Amerika? da yayınlanan bir rapora göre tedavi için hastaneye yatan her 1000 hastanın 50 kadarı, yani yüzde 5 i bu bakteriyle karşılaşıyor. MRSA nın 2005 yılında 94 bin insanın hastalanmasına ve bunların 19 bininin ölümüne yol açtığı biliniyor.


Asrın vebası olarak nitelenen AİDS den bir yılda ölenlerin sayısının 17 bin olduğu dikkate alınırsa, bu bakterinin önemi herhalde daha iyi anlaşılacaktır.
Bu ölümlerin çoğu, hastanelerde veya diyaliz merkezi, bakımevi gibi sağlık kuruluşlarında tedavi gören, bağışıklık sistemi zayıf olan yaşlı kişilerde ortaya çıksa da, hastane dışında birbirleri ile yakın temas içinde olanlar, özellikle sporcular, askerler ve hapishanede bulunanlar da risk altındalar.

Bakteri deriden bulaşıyor

MRSA, nezle ve gripte olduğu gibi öksürük ve hapşırma ile havaya saçılan virüslerle solunum yoluyla değil, deriden deriye temasla bulaşıyor ve derideki çizik, çatlak ve yaralar bulaşmayı kolaylaştırıyor. Bakteri ile kirlenmiş eşya ve yüzeylerden de bulaşma mümkün, ancak bu daha seyrek rastlanan bir durum.

MRSA, sağlıklı insanlarda antibiyotik kullanılmadan da düzelebilen sivilce veya çıban şeklinde deri iltihaplarına sebep oluyor. Ancak, bazı durumlarda bakterilerin buradan kana karışarak akciğerlerde ve diğer organlarda enfeksiyona yol açması da mümkün.

El yıkamak çok önemli

MRSA enfeksiyonlarının önlenmesi mümkün. Bunun için en önce, derilerinde sivilce veya çıban olanların mutlaka bir doktora görünmeleri ve tedavi olmaları gerekiyor.
Bulaşma açısından da ellerin sık yıkanması en önemli tedbir; özellikle de biriyle temas ettikten sonra. Başkalarına ait havlu, tarak, tırnak makası, tıraş makinesi, diş fırçası? gibi şahsi eşyalar kesinlikle kullanılmamalı. Derideki kesik ve sıyrıklar mutlaka temiz bir bandajla kapatılmalı. Derilerinde yara olanlara kesinlikle temas edilmemeli.
Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta






MRSA Olayı

Eski bakanlardan Veysel Atasoy un MRSA etkeni nedeniyle beklenmedik kaybından sonra

medyada bu konuda kısa sürelide olsa bir hareketlilik gözlendi.
Gazeteler boy boy yazdılar:
* Etken, methisiline dirençli Staf Aureus?
* Bulunduğu yerler: Hastanelerimiz?
Genelde sağlık ile ilgili olumsuz haberler, medyamızın pek rağbet ettiği ve reyting getiren haberlerdir. Bilir bilmez, konunun uzmanı olsun olmasın herkes ağzına geldiği gibi konuşur. Ancak kendileri hastalandığında, yine gidecekleri yerler ülkemizin sağlık kuruluşlarıdır. Acımasızca eleştirdikleri, kötülemekte en ufak bir beis görmeyenler, yine kendi hastanelerimizden ve sağlık çalışanlarından yardım umarlar.
Hepimiz sağlık takımının elemanları olarak, bir yerde sağlığın neferleriyiz. Hipokrat yemini etmişiz, hakkımızda iyide söyleseler kötüde söyleseler bizden sağlık hizmeti isteyen kerkese yardım eli uzatmak en önemli görevimizdir.
Olayın kendi hastanemdeki gelişimini göğüs cerrahisinden meslektaşlarıma sordum. Edindiğim bilgileri aktarıyorum:
Sayın Atasoy, rahatsızlığı nedeniyle Gazi Hastanesine başvuruyor, kendisinden 7 Haziran da plevral biopsi alınıyor, 19 Haziran?da göğüs tüpü çekiliyor, 21 Haziran?da taburcu oluyor. Kontrol için hastaneye geldiği, 23 Haziran?da alınan yara yeri kültürü sonucu 25 Haziran?da çıkıyor ve MRSA etkenli enfeksiyon tespit ediliyor. Ancak hasta o esnada zaten başka bir hastanede yatmaktadır. Oradaki doktoruna tetkik sonucu iletilerek, mikroorganizmanın hassas olduğu beş antibiyotik anında rapor ediliyor.

25 Haziran dan durumunu ciddi olduğu ve Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi?nde yoğun bakıma alındığı haberinin verildiği 13 Ağustos tarihine kadar, hangi sağlık kuruluşlarında ve nasıl bir tedavi sürecinden geçtiği hakkında belirgin bir bilgi olmamasına karşılık, olay nedeniyle sadece, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Kliniği suçlanıyor.?
Aradan geçen bir buçuk aylık süre içinde, hasta hangi hastanelerde, ve nasıl tedavi edilmiştir? Dosyasındaki, günlük order kağıtları, doktor ve hemşire gözlem belgeleri, ateş çizelgeleri, kullanılan antibiyotikler, yapılan kültürlerin sonuçlarıyla ilgili veri ve dökümanlar tek tek incelenmeden, 18 yıllık bir çalışanı olduğum Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi gibi güzide bir sağlık kurumunun suçlanmasını doğru bulmuyorum.

Normalde, kaybedilen her vaka sonrasında, vaka mortalite toplantısında ele alınır. Tanı, uygulanan tıbbi ve cerrahi yöntemler, ek patolojilerin varılığı, oluşan komplikasyonlar, hastanın tedaviye olan yanıtı sırasıyla tartışılır. Adli vakalarda otopsi sonuçları özellikle değerlendirilir.
Günümüzde dahi hastane enfeksiyonları maalesef hiçbir hastanede sıfırlanamamıştır. Bunu sağlamak için hastanelerin tamamını, hasta olsun ya da olmasın hastanelere her geleni sterilizatöre sokmak gerekir ki bu olası değildir. Sağlık kurumları topluma hizmet veren kurumlardır. Doğal olarak, tıbbi ve cerrahi işlemlerde kullanılan malzemeler sterilize ediliyor. Bunlara ilişkin göstergeler devamlı kontrol edilir. Hastalarımızı, ve ziyaretçilerini, sterilize etmek olanağına sahip değiliz.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://halit.hforum.biz
Halit
Admin
Halit


Mesaj Sayısı : 421
Yaş : 65
Nerden : Şimdilik DÜNYA lı
Kayıt tarihi : 21/12/07

MRSA   AIDS ten daha öldürücü Empty
MesajKonu: Geri: MRSA AIDS ten daha öldürücü   MRSA   AIDS ten daha öldürücü Empty26/1/2008, 01:48

Öldüren bakteri MRSA (1)
Aşağıdaki makale çok eski gibi görülebilir, ama bu zaman zaman gündeme gelen bir konudur.


Hastahanelerimizin yeni doğan bölümlerinde sık sık ölüm haberlerini medladan duyup geçeriz.


Tıp öğrencilerinin bile adını duymayanı varken, MRSA son bir ayda ülke gündemine öyle bir oturdu ki neredeyse kahvehanelerde mikrobun özellikleri tartışılır oldu. Hastalar kan aldırırken bile MRSA bulaşmaz değil mi diye soruyor artık. Hani şu maalesef Veysel Atasoy un adıyla tanınan ölümcül mikrop.

Kamuoyunda böylesi skandallardan sonra sık rastlanan olağan panik havasının bilincinde olarak bu iki haftayı adı geçen mikroba ayırmak istiyoruz. Malum doktorunuz hiçbir zaman gündemden ve koruyucu hekimlikten geri kalmamayı düstur edinmiştir.

Önce mikrobumuzu bir tarif edelim...

MRSA (Metisilin e Dirençli Stafilokok Aureus) çok bulaşıcı ve güçlü bir bakteri olan Stafilokok mikrobunun türü. Aslında normal insan dokusunda etkisiz olarak yaşıyor. İsimdeki metisilin bir ilaç ve stafilokoklara etkili. Isı ve benzeri fiziksel etkenlere oldukça duyarlı bir antibiyotik. Mikrop uygun laboratuar koşullarında test edildiğinde bu antibiyotiğe dirençli çıkarsa MRSA adını alıyor

MRSA?nın ölümcül enfeksiyonlara neden olmasının dışında diğer bir ürkütücü yanı da; neredeyse tüm penisilinlere ve daha birçok güçlü antibiyotiğe de dirençli olmasıdır. Başka bir anlatımla; MRSA enfeksiyonlarında tedavi seçeneği olarak çok sınırlı sayıda antibiyotik bulunmakta. Günümüzde MRSA bulaşmış hastaların tedavisi ancak; nadiren etkili olan birkaç antibiyotik dışında, sadece damar içi yoldan uygulanabilen iki antibiyotikle mümkün olabilmekte. Diğer önemli bir husus ise, uygun dozda kullanılsa bile bu antibiyotiklerin hastada mevcut MRSA varlığını ortadan tamamen kaldıramaması.

Mikropların da tarihi olur mu demeyin...

Stafilokoklar 100 yıldan uzun bir süredir en önemli enfeksiyon etkenlerinden biri olarak tıp dünyasını meşgul ediyor. İlk kez 1878 yılında Robert Koch tarafından tanımlanan ve 1881 yılında Alexander Ongston tarafından fare ve kobaylarda hastalık yaptığı gösterilen stafilokoklar; o dönemlerde insanlarda çok ağır seyreden, tedavisi güç, ölümcül enfeksiyonlara neden olmaktaydı.

Hepinizi tanıdığı Sir Alexander Fleming?in 1928 yılında penisilini bulmasını takiben 1940 yılında bu antibiyotiğin klinik kullanıma girmesi ile birlikte stafilokok enfeksiyonlarının tedavisinde önemli başarılar sağlandı. Bununla birlikte, penisilinin çok yaygın kullanılmasının sonucunda, penisilini parçalayan türler ortaya çıkmaya başladı. Stafilokoklarda penisilin direnci 1940?lı yılların ortalarından itibaren gittikçe arttı, 1950?li yıllarda penisilinin yanısıra tetrasiklin, eritromisin ve streptomisin gibi diğer antibiyotiklere de direnç gelişimine tanık olundu.

1960 yılında bulunan metisilin o zaman için bilinen en güçlü penislin olarak hastanelerin başının belası stafilokokların tedavisinde büyük başarı getirmişti. Her şey çözüldü diye sevinenler çabuk yanıldı. Bu başarının üzerinden henüz bir yıl geçmişken (1961), stafilokoklarda metisilin direnci tanımlanmış ve 1970?li yılların sonu ile 1980?li yılların başlarından itibaren de MRSA mikrobu ile çoklu antibiyotik direnci ortaya çıkmaya başlamıştı. Günümüzde direnç sorununun giderek yaygınlaşması ile birlikte MRSA tüm dünyada hastane enfeksiyonu salgınlarına yol açan çok ciddi bir sorun haline geldi.

Başlangıçta MRSA enfeksiyonlarının yalnızca tedavisine yönelik çalışmalar yapılmış, kısıtlı kontrol önlemleri dışında, korunma yöntemlerine çok az başvurulmuş, etkenin yok edilmesi hiç düşünülmemişti. Bunda biraz da küçük çaplı hastanelerde MRSA enfeksiyonun görülmemesinin rolü olmuştu.

1990lı yılların başlarından itibaren MRSA enfeksiyonlarının hastane ortamında yayılmasının önlenmesindeki zorluklar fark edilmeye başlandı. Bunun üzerine; söz konusu enfeksiyonların kontrol altında tutması ve hastane ortamında yayılmasının en aza indirilmesine yönelik olarak yoğun çalışmalar başlatıldı ve halen sürdürülmekte. Bugün bir çok hastanede bu amaçla; hastanenin işlev ve özelliklerine uygun olarak, hastaların kesin izolasyonu da dahil olmak üzere her türlü önleme başvurulmakta, hastanenin kendi işlev ve özelliklerine uygun ve özgün korunma politikaları geliştirilmeye çalışılmakta.

Bilim ve teknoloji çağında yaşarken böyle basit bir mikropla baş edemiyoruz diye hemen doktorları suçlamayınız. Doğanın genel kuralı burada da geçerli. Yani insanoğlunun bizzat kendini yok etme merakı.

Sizler de bilirsiniz doktorlarınız basit soğuk algınlıklarına antibiyotik vermediklerinde pek hoşlanmaz hastalar. Hani şöyle iğne miğne, olmadı güçlü haplar vermeli ki kıymetli olsun.


İşte basit mikroplara karşı en gelişmiş silahları kullanırsanız günü geldiğinde elinizdeki silahın bir işe yaramadığını görürüsünüz.

Penislinin bulunması bir devrimdi. Pek çok kişi ölümden kurtuldu.

Oysa şimdi 5 katı güçlü ilaçlar dörtte bir sayıdaki hastada etkili olamıyor.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://halit.hforum.biz
 
MRSA AIDS ten daha öldürücü
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» AIDS

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
halit :: HASTALIKLAR A - Z :: HASTALIKLAR M-
Buraya geçin: