halit
Foruma hoşgeldiniz

Foruma üye olunuz..
halit
Foruma hoşgeldiniz

Foruma üye olunuz..
halit
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
halit

Şifalı bitkiler, bitkisel tedavi, bitki, bitkisel formuller, fitoterapi, Otacı,
 
AnasayfaAnasayfa  AramaArama  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yap  

 

 Ekzema

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Halit
Admin
Halit


Mesaj Sayısı : 421
Yaş : 65
Nerden : Şimdilik DÜNYA lı
Kayıt tarihi : 21/12/07

Ekzema Empty
MesajKonu: Ekzema   Ekzema Empty26/1/2008, 01:32

Ekzema, eczema, sebore ekzem:

Ekzemanın oldukca çok türü mevcuttur. Bunlardan en yaygını ise iç etkenlerden kaynaklanana ekzem (endojik ekzem, dahili ekzem) buna nörodermatoz?da denir. Diğer hariçi etkenler nedeniyle ortaya çıkan ve yağ bezelerinin sebep olduğu ekzemeya sebore ekzem veya yağlı ekzem denir. Nörodermatozu başka bir başlıkta ele alacağız.


Ve burada yağlı ekzema üzerinde duracağız. Sebore ekzemin özeliği kepekli ve yağlı olmasıdır.

Sebore ekzem nerede görülür?
Sebore ekzem gözün hemen altı, burun ve ağız kenarları, alın,göğüs ve sırtta çok görülür. Saç dipleri özeliklede ense ve cinsel organların etrafında kaşıntı ile birlikte kendini gösterir. Uzmanların büyük bir kısmı bu rahatsızlığın küf mantarınından olan melassetia furfur?un (eskiden pityrosporum ovale) sebep olduğu görüşündeler. Sebeore ekzem Avrupada % 2-5 oranında görülen bir hastalıktır vede erkeklerde bayanlara göre daha çok görülmektedir. Sabore ekzem saç diplerinde kepekli olarakta görülebilir.

Sebore ekzemin sebepleri:
Aşırı kepeklenme ve yağ bezlerinin aşırı yağ salğılamasının nedeni kesin olarak bilinmemekte, fakat uzmanların çoğu buna küf mantarlarından olan melassetia furfur?un (eskiden pityrosporum ovale) sebep olduğu görüşündeler. Bu küf mantarına ilavetten kepek mantarı olarak bilinen pityiasis versicolor?da enfeksiyonda rol oynar. Bazı uzmanlar aslında insanların çoğunda problem yapamyan bu küf mantarının nasıl olupta bu tür rahatsızlığa sebep olduğu yönünde görüşlere sahiptirler.

Uzmanların büyük çoğunluğu immün zafiyetinin bu ekzemaya sebep olduğu ileri sürerken bir diğer grupta bunun çinko yetersizliği nedeniyle ortaya çıktığı yönündedir. AİDS?li hastalarda bu rahatsızlığın % 80 oranında görülmesi, bunun immün zafiyeti nedeniyle ortaya çıkan bir hastalık olduğu yönündedir. Bu rahatsızlığın stresli ve sinirli insanlarda daha çok görülmesi de normaldir, çünkü bu hastalarda immün sistemi zayıflar ve kişi daha kolay hastalıklara yakalanır. Ayrıca sinir hastalıkları, parkinson hastalığı ve hormon bozukluklarıda ekzemanın yayılmasında rol oynarlar.

Sebore ekzemin sebep olabileceği başka hastalıklar:
Yağlı ekzem görünüşte tehlikeli olmamakla birlikte, bakterilerinde devreye girmesi ile birlikte enfeksiyona sebep olur. Bu enfeksiyon sonucu yara yıllarca iyileşmeyebilir ve buda zamanla kansere dahi sebep olabilir.Saç dipleri kaşıntı ve pullanma nedeniyle çoğu zaman saç dökülmesine neden olur. Alın, burun ve ağız kenarları, göğüs, sırt ve cinsel organların çevresi aşırı terlediğinden aşırı kaşıntıya sebep olur.

Teşhis:
Cilt doktoru tarafından doğru teşhisin konması çok önemlidir, çünkü sebore ekzeması, allerjik ekzem ve sedef hastalığına çok benzer. Bu nedenle farkı bilip ona göre davranmak gerekir. Nörodermatit?te (allerjik ekzem) kaşıntı çok önemli bir faktörlerdeniken , yağlı ekzemde çok nadiren kaşıntı görülür. Allerji olup olmadığı hastanın derisine allerjen içeren maddeler band (yara bandı ) ile yapıştırılır ve vücudun allerjik olup olmadığı tesbitedilir. İkinci olarak kepekli kabukcuklarda küf mantarından malassetia furfur olup olmadığı mikroskopla yapılan araştırmalarla teşhisedilir.






Atopik dermatit, egzema

Atopik dermatit, egzema diye de adlandırılan alerjik deri hastalığıdır. Genel olarak çocukların %1-3' ünde görülen bu rahatsızlık, annesinde alerjik hastalık olan yeni doğanlarda %27 oranında görülür. En sık görülme yaşı 1 yaştır. 2 yaşından sonra genellikle kaybolur. Çocukların yaklaşık yarısında ergenlik çağına kadar devam edebilir. Bir kısmında ise hastalık tamamıyla geçmez. 1 yaşından sonra ortaya çıkanların uzun yıllar sürmesi söz konusudur.

Bulgular, Tanı
Kaşıntı, bazen gerginlik klasik bulgularıdır. Genel olarak belirtiler ufak pullanmalar tarzındadır, eğer bakteriyel ya da viral enfeksiyon eklenirse sulanma bulguları oluşur.
Yeni doğanlarda atopik dermatit genellikle yüzde ve kulak arkasındaki pililerde, dirseklerde, dizlerin arkasında ve popolarında görülür. Yüzde özellikle göz kapaklarının birleştiği çizgilerde (Dennie hattı) görülür. Çocuklarda kol ve bacakların dış yüzünde görülür. Çocuk ve ergenlerde, deri belirtilerinin olmadığı alana sert bir cisimle basıldığında beyaz dermografizm denilen beyaz renkli bir kabarıklık oluşur. Bu şüpheli durumlarda doktorlar tarafından atopik dermatit tanısı koymak için uygulanan bir yöntemdir. Daha yararlı bir test ise kanda IgE antikorlarına bakmak ve alerji deri testi yapmaktır. Deri testi gıdalar, ev tozu akarları, hayvan tüyleri, polenlerle yapılır.

Tedavi
Eğer hastanın bir gıdaya duyarlılığı saptandı ise bu gıda mutlaka diyetinden çıkarılmalıdır. Eğer bu gıda süt gibi vazgeçilmez bir besin ise alerji uzmanınız bunun yerine kullanabileceğiniz seçenekler hakkında sizi bilgilendirir. Eğer sorumlu olan, çevresel bir faktörse onlardan da kaçınmak gerekir.
Ilık su banyosu ve kokusuz sabunlar kaşıntıyı azaltır. Bir havlu ile sürtmeksizin hafifçe kurulanır ve hemen nemlendirici krem sürülür. Şiddetli belirtiler için kortizonlu kremler kullanılabilir. Fakat bu kremler kesinlikle yüzdeki belirtilere uygulanmamalıdır. Antihistaminikler derideki kaşıntıyı önlemektedir. 12 yaşın altındaki çocuklarda uyku hali yapmayan ve uzun etkili antihistaminikler kullanılmalıdır. Tırnaklarınızı kısa kesiniz.Yumuşak ve pamuklu giysilerin kullanması uygundur. Deterjanlar hafif ve parfümsüz olmalıdır. Eğer belirtilerde sulanma olursa hasta mutlaka doktoruna başvurmalı ve gerekli olan antibiyotikleri kullanmalıdır.

Hastalığın Gidişi
Çocukların 1/3' inde bu hastalık tamamen geçer ve diğer alerjik hastalıklar da gelişmez. Diğer 1/3' inde hastalık geçer, ama alerjik rinit ve/veya astım gelişebilir. 1/5' inde yıllarca sürebilir. Çok daha az bir kısmında ise hem deri belirtileri devam eder hem de buna alerjik rinit ve/veya astım eklenebilir. Tüm bunlara rağmen hastaların nasıl gideceğine dair kesin bir şey söylemek mümkün değildir. Sıkı bir şekilde diyet, çevresel faktörlerin kontrolü, tedavi takibi yapılmalıdır.

Uzm.Dr.Cengiz Kırmaz
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://halit.hforum.biz
Halit
Admin
Halit


Mesaj Sayısı : 421
Yaş : 65
Nerden : Şimdilik DÜNYA lı
Kayıt tarihi : 21/12/07

Ekzema Empty
MesajKonu: Geri: Ekzema   Ekzema Empty6/2/2008, 22:01

Egzama

Prof. Dr. Varol Lütfü Aksungur Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Bölümü

Dermatit ve Egzama eş anlamlıdır. Dermatit, "-it" veya "-itis" eki ile türemiş diğer sözcükler gibi, derinin inflamasyonu olarak çevrilebilir. Ancak, derinin tüm tabakalarının inflamasyonu anlamına gelmez. Dermatit, epidermis ve üst dermisin inflamasyonudur. Bir başka deyişle, epidermis ve üst dermisin zararlı sayılan bir uyarana karşı verdiği yanıttır. Bu tanımdan da anlaşılacağı gibi, uyaranın gerçekten zararlı olması gerekmez. Bu tepki, uyaranı etkisizleştirmek üzere verilir.

En basit inflamasyon, histopatolojik olarak üç temel değişiklikten oluşur: vazodilatasyon, ödem ve lökosit infiltrasyonu. Dermatitlerde bu temel değişiklikler, üst dermisde vazodilatasyon ve ödem, epidermisde hücreler arası ödem, üst dermisde damarlar çevresinde lökosit infiltrasyonu ve bu lökositlerin epidermis içine girmesi ile sonuçlanır . Epidermisde hücreler arasında biriken sıvı, hücreleri birbirinden uzaklaştırır ve sonuçta epidermis içinde küçük, yuvarlak su toplulukları oluşur. Bir süngerin yapısındaki havalı bölümcüklere benzediği için, bu görünüme "sponjioz" denir. Sponjiozun klinik yansıması, Egzama ların ana elemanter lezyonu olan veziküllerdir.

Akut Egzama da, eritemli ve ödemli bir zeminde çok sayıda vezikül görülür. Veziküller, bazan büyüyerek veya birleşerek büller oluşturabilir. Yunanca olan Egzama sözcüğü, "kaynama" olarak çevrilebilir. Egzama da deri yüzeyindeki veziküller, kanayan bir suyun fokurdamasını andırır . Egzama da veziküllerin tavanı birkaç kat epidermis hücresinden oluştuğu ve hücreler arası bağlantılar ödemden dolayı zayıfladığı için, veziküller kolaylıkla açılır, küçük küçük erozyonlar ve sulantı gelişir. Deriden su sızması, ağlamaya benzetildiği için, İngilizcede "weeping" olarak adlandırılır.Egzama sözcüğü halk arasında da yaygın olarak kullanılan bir sözcüktür. Bununla birlikte, Egzama daki küçük su dolu kabarcıkların mayalanan bir hamurda oluşan küçük hava kabarcıklarına benzemesini vurguladığı için, Egzama sözcüğünün Türkçe sözlük karşılığı olan "mayasıl" sözcüğünü de anımsamakta yarar vardır. Zamanla veziküller kurur ve soyulma başlar.

Subakut Egzama da, hafif eritemli bir zeminde çok sayıda skuam ve krut görülür . Skuamlar, özellikle lezyonun kenar kısımlarında, küçük (birkaç mm, hatta bir mm'den daha küçük) halkalar biçimindedir. Bu skuamlar, ilkokul önlüklerine takılan beyaz yakalara benzetilerek, "yakacık" skuam olarak adlandırılır . Krutlar, skuamlar gibi, çoğunlukla çok küçüktür. Bir bölgede toplu iğne başı büyüklüğünde, hatta toplu iğne ucu ile delinme sonrası oluşmuş gibi çok sayıda krut varsa, ilk olarak Egzama akla getirilmelidir . Ortası krut gibi sarı-kahverengi ve yapışık, kenarları skuam gibi beyaz ve kalkık elemanlar, skuam-krut olarak adlandırılır ve Egzama için oldukça özgündür . Zamanla deri kalınlaşmaya başlar.

Kronik Egzama da, likenifikasyon ve/veya hiperkeratoz görülür. Likenifikasyon, stratum spinozumun kalınlaşması sonucu oluşan, üzerinde deri çizgilerinin derinleşmiş ve derinin kıvamının kabalaşmış olduğu bir plaktır . Hiperkeratoz derin fissürlere yol açabilir. Kronik Egzama plaklarında yer yer veziküller, yakacık skuamlar ve küçük krutlar görülebilir. Kronik Egzama da zaman zaman sulantılı dönemler olabilir.

Egzama her dönemde genellikle kaşıntılıdır. Kaşıntı kaşımayı uyarır. Bir bölgeyi sürekli kaşıma deriyi kalınlaştırır. Bu nedenle, likenifikasyon kronik Egzama nın yanı sıra uzun süreli kaşımayı da çağrıştırmalıdır.

Egzama yı başlatan uyaranlar çok çeşitlidir. Dıştan veya içten gelebilir ("ekzojen Egzama " veya "endojen Egzama "). Dış uyaranlar, kimyasal maddeler veya mikroorganizmalar olabilir. Bilindiği gibi, bazı virusların karaciğerde oluşturduğu inflamasyonlar hepatit olarak adlandırılır. Öte yandan, bazı mantarların deride oluşturduğu yüzeyel inflamasyonlar, her ne kadar dermatit olarak adlandırılmazlarsa da, klinik olarak genellikle akut, subakut veya kronik Egzama gösterirler. Bu nedenle, klinik olarak hemen hemen her Egzama tanısı konduğunda yapılması gereken ilk işlem, yüzeyel mantar hastalıklarını dışlamak için, KOH preparasyonu yapmak olmalıdır.

KONTAKT DERMATİT

Kontakt dermatit, deriye değen bir kimyasal maddenin toksik (irritan) ya da allerjik mekanizmalar ile geliştirdiği dermatittir.

İrritan kontakt dermatit ikiye ayrılır. Asid gibi güçlü irritanların bir kez değinmesi ile oluşan kimyasal yanıklar, primer irritan kontakt dermatit olarak adlandırılır . Sabun ve deterjan gibi zayıf irritanların uzun süre boyunca sık sık değinmesi ile oluşan dermatitler, kümülatif irritan kontakt dermatit olarak adlandırılır. En sık karşılaşılan kontakt dermatit, sık sık su, sabun ve deterjan ile değinme sonucu gelişen "ev kadını Egzama sı"dır. Ellerde kuruluk, çatlaklar ve parmak izlerinde silinme gösterir . Zaman zaman kızarma ve sulanma oluşabilir. Her ne kadar ev kadını Egzama sı olarak adlandırılırsa da, yalnızca ev kadınlarında görülmez, aşçı, barmen ve temizlik işçileri gibi diğer mesleklerde de görülür.

Allerjik kontakt dermatit, tip IV (sellüler veya geç tip) hipersensitivite ile gelişir. Deriye değinen hemen hemen her kimyasal madde emilir. Langerhans hücresi, bu maddeyi alır, bir antijen olarak hazırlar, hücre zarı üzerine yerleştirir, lenf bezine gider ve orada T-lenfositlere sunar. Bu antijeni tanıyan T-lenfosit çoğalır (klonal ekspansiyon). Bu duyarlı T-lenfositler dolaşıma katılır. Aynı madde ile yeniden değinme sonrası, antijen ile deride karşılaşan duyarlı T-lenfositler inflamasyonu başlatır.

Allerjik kontakt dermatit, en sık imitasyon takılarda ve kot pantolon düğmelerinde bulunan nikele ve çimentoda bulunan kroma karşı gelişir. Kadınlarda en sık kontakt duyarlandırıcı nikel, erkeklerde kromdur. Diğer sık karşılaşılan duyarlandırıcılar, lastikler, kozmetikler ve topikal ilaçlardır. Örneğin, sarı bir merhem olarak piyasada bulunan ve güçlü bir antibakteriyel olan nitrofurazon (Furacin) ile sıklıkla allerjik kontakt dermatit gelişir.

Allerjik kontakt dermatitin etkeninin saptanmasında yama ("patch") testinden yararlanılır. Bu testte irritan olmayan konsantrasyonlardaki kimyasal maddeler, bir yama üzerine konur . Yama hastanın sırtına yapıştırılır. Kırksekiz saat sonra yama açılır. Bir maddenin değindiği yerde Egzama gelişmişse , kişinin o maddeye karşı kontakt duyarlılığı olduğu saptanmış olur. Bu maddenin hastanın sorunu olan Egzama nın nedeni olarak sayılması için, hastanın öyküsünde bu madde ile karşılaşmanın olması gerekir.

Tüm Egzama larda gerçek tedavi, zararlı sayılan uyaranın ortadan kaldırılmasıdır (eliminasyon). Sulantı varsa ıslak pansuman, sekonder bakteriyel infeksiyon eklenmişse topikal ve/veya sistemik antibakteriyel tedavi, kuruluk ve hiperkeratoz varsa nemlendiriciler ve keratolitikler uygulanmalıdır. Egzama lardaki inflamasyonu baskılamak için, günümüzde en yaygın olarak kullanılan ilaçlar topikal kortikosteroidlerdir. Topikal kortikosteroidler, akut dönemde losyon, subakut dönemde krem ve kronik dönemde pomad bazında kullanılır. İnflamasyon şiddetliyse, lezyonlar çok yaygınsa ve topikal tedaviye direnç gösteriyorsa, kısa süreli, orta dozda sistemik kortikosteroid tedavisi uygulanabilir. Egzama lardaki kaşıntının azaltılması için, özellikle sedatif olan, antihistaminlerden yararlanılabilir.



ATOPİK DERMATİT

Atopik dermatit, saman nezlesi, astım ve gıda allerjisi ile birlikte atopik hastalıkları oluşturur. Bu hastalıklar sıklıkla birbirlerine eşlik eder. Atopik dermatitli bir kişinin diğer aile bireylerinde de sıklıkla atopik dermatit ve/veya diğer atopik hastalıklar bulunur. Atopik dermatitli bir kişide ev tozları, polenler, küfler ve hayvan tüyleri-epitelleri gibi sık karşılaşılan allerjenlere karşı sıklıkla mültipl tip I allerjiler görülür.

Atopik dermatitli kişilerde, tip I allerjinin sık görülmesinin yanı sıra, sellüler immünite ve fagositoz bozuklukları da vardır. Bu nedenle, atopik dermatitli kişilerde viral, fungal ve Staphylococcus aureus'a bağlı infeksiyonlar sık görülür.

Atopik dermatit, klinik olarak uzun süreli, yineliyici ve şiddetli kaşıntılı Egzama lar ile seyreder. Atopik dermatit, çoğunlukla çocuklukta başlar ve erişkinlikte biter. Egzama , en çok bebeklerde yüzde, küçük çocuklarda ekstremitelerde (diskoid = nummuler formda) ve tüm yaş gruplarında boyun, dirsek önleri, kasıklar ve diz arkaları gibi büklüm yerlerinde yerleşir. Özellikle çocuklarda Staphylococcus aureus'a bağlı sekonder bakteriyel infeksiyon sonucu impetijinizasyon gelişebilir.

Atopik dermatitli kişilerde Egzama olamadan da şiddetli kaşıntılı nöbetler gelişebilir. Kişi kendini kaşıyarak ya da kaşıtarak rahatlar. Bu kaşıntı nöbetleri, sıklıkla soğuk bir ortamdan sıcak bir odaya girmek, giysileri değiştirmek ve yatağa girip üzerini örtmek gibi ani sıcaklık değişiklikleri ile ve yünlü giysiler ile başlar.

Atopik dermatitli kişilerin derisi kurmaya eğilimlidir. Kuruluk, deride çatlaklara neden olur. Böyle bir deriden irritan maddelerin penetrasyonu artar. Bu nedenle atopik kişilerde kümülatif irritan kontakt dermatitler sık görülür.

Atopik dermatit patogenezinde iki temel bozukluk üzerinde durulmaktadır: transepidermal penetrasyon artışı ve anormal sellüler immün yanıt. Stratum korneumun yağ içeriği, transepidermal sıvı kaybını ve suda eriyen maddelerin penetrasyonunu önler. Atopik dermatitli kişilerde stratum korneum, bu önleyici görevini tam olarak yapamaz. Böylece gerek irritan maddelerin gerekse allerjenlerin penetrasyonu artar. Normalde sellüler immün yanıt, özellikle T-helper-1 lenfositlerin uyarılması biçimindedir. Oysa, atopik dermatitte özellikle T-helper-2 lenfositler uyarılır. Bu lenfositler, B-lenfositleri uyararak, aşırı IgE üretimini sağlar. Esansiyel yağ asidi eksiklikleri gibi bazı metabolik bozukluklarda ve bazı immün yetmezlik sendromlarında atopik dermatit benzeri Egzama ların görülmesi, yukarıda sözü edilen temel bozuklukların önemli bir kanıtıdır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://halit.hforum.biz
 
Ekzema
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
halit :: HASTALIKLAR A - Z :: HASTALIKLAR E-
Buraya geçin: