halit
Foruma hoşgeldiniz

Foruma üye olunuz..
halit
Foruma hoşgeldiniz

Foruma üye olunuz..
halit
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
halit

Şifalı bitkiler, bitkisel tedavi, bitki, bitkisel formuller, fitoterapi, Otacı,
 
AnasayfaAnasayfa  AramaArama  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yap  

 

 ARTROZ

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Halit
Admin
Halit


Mesaj Sayısı : 421
Yaş : 65
Nerden : Şimdilik DÜNYA lı
Kayıt tarihi : 21/12/07

ARTROZ Empty
MesajKonu: ARTROZ   ARTROZ Empty24/2/2008, 17:04

ARTROZ

Yaşlanmaya ya da eklemlerde oluşan başka lezyonlara bağlı olarak gelişen kıkırdak dokusu hastalığıdır.
Artroz, bir ya da birden çok eklemde görülen ve eklemi saran kıkırdakdokusunda özgün doku yıkımı yapan kronik bir hastalıktır. Hastalık, eklemdeki kemiklere de zarar verir. Artroz kısaca eklem yıpranması ya da yaşlanması olarak tanımlanabilir. İleri yaşlarda görülen bu doğal artrozdan başka, eklemle ilgili
yerel ya da sistemik hastalıklar sırasında görülen erken yaş artrozu da vardır.
Artroz doku yıkımı yapan bir hastalıktır. Biçim bozucu artrit (artritis deformans) ile hiçbir ilgisi yoktur. Artritis deformans ya da öbür adıyla kronik birincil poliartrit, tüm eklemleri ve eklem boşluğundaki dokuları tutan bir hastalıktır. Akut artrit de artrozdan ayrılmalıdır. Akut artrit, mikrobik etkenlerle oluşan
eklem iltihabıdır. Eklem romatizması ise gençlerde sık görülen ve boğaz enfeksiyonlarına yol açan beta-hemolitik streptokokların toksinlerine karşı, eklem dokusunun verdiği iltihabi yanıttır.
İleri yaşların tipik hastalığı olarak kabul edilen artroz, gelişmiş ülkelerde ve 40 yaş sonrasında yaygındır. Kadınlarda daha sık görülür. Öncelikle, omurga (özellikle bel ve boyun bölgeleri), kalça, diz, ayak, başparmak
elbileği-eltarağı eklemi (başparmağın kökündeki eklem) gibi çok işleyen, hareketli ve/ya da vücut ağırlığını taşıyan eklemlerde ortaya çıkar.

NEDENLERİ
Artrozlar birincil ya da eklemin mekanik (harekete bağlı)
İşlevlerini bozan etkenlere bağlı olarak ikincil olabilirler. Birincil artroz nedenleri genel özellikler taşır.
Yaşlanma ve eklemin sürekli hareketi, eklem kıkırdağının aşınmasına, esnekliğini ve kayganlığını yitirmesine yol açar. Eklem kıkırdağı gittikçe daha az beslenir ve parçalanmaya başlar. Kıkırdağın yaşlanmasıyla birlikte artrozun anatomik ve radyolojik bulguları da zamanla belirginleşerek 40-50 yaş sonrasında eklemlere bütünüyle yerleşir. Artroz gelişiminde yaşlanma dışında şişmanlık da etkilidir. Şişman kişilerde eklemlere fazla yük binmesi ve kolesterol fazlalığı gibi metabolizma bozukluklukları artroz gelişimini kolaylaştırır. Artrozun başka genel nedenleri arasında hormonal bozukluklar (yumurtalık ve tiroit bezlerinin hastalıkları), karaciğer ve böbrek hastalıkları, kronik çevresel damar yetmezliği (varis) sayılabilir. Menopoz artroz sürecini hızlandırır ve hastalığın gidişini kötüleştirir. Artrozda kalıtsal etkenlerin de rolü olduğu gösterilmiştir.

Eklem yüzeyinin tümünün ya da bir bölümünün aşın ve doğal olmayan yük altında kalması kaçınılmaz bir şekilde artroza yol açar. Eklemin normal işlevini bozan yerel etkenler sonucunda gelişen bu artrozlara ikincil artroz denir. En tipik ömeği doğumsal kalça çıkığı olgularında görülen kalça artrozudur. Doğumsal
çıkığa bağlı olarak eklem başlıklarında gelişen biçim bozukluğu (deformasyon), mekanik uyuşumsuzluk yaratır. Böylece ekleme sürekli olarak ek yük yansıması da artroza yol açar. Yanlış kaynamış kemik kırıkları, dışa ya da içe dönük diz çarpıklıkları, kamburluk (kitbz), omurganın "S" biçimindeki eğrilikleri (skolyoz) gibi eklemlerde dengesiz yüklenmeye yol açan durumlar da küçük yaşlarda artroz gelişimine neden olur.

Eklem kıkırdağını etkileyerek yıkımına yol açan hastalıklar, ikincil artroz nedenidir. Bunlar arasında eklem kırık ve çıkıkları, akut artritler, sık eklem içi kanamalar (hemofili), eklemde ürik asit birikmesi (gut) sayılabilir.

YAPISAL ANATOMİK DEĞİŞİKLİKLER

Daha önce de belirtildiği gibi ilk değişiklikler eklemi saran kıkırdak
kılıfında görülür. Kıkırdak kılıfı pütürlü, kuru, mat bir durum alarak
esnekliğini yitirir. Daha sonra da ufalanarak, bazen de yok olarak altındaki
kemiği Örtüsüz bırakır. Kıkırdağın bu şekilde ülserleşmesi, kemiğin yoğunlaşmasına,
bütünleşmesine ve mermer gibi pürüzsüzleşmesine (fildişi kemiği) neden olur.
Yoğunlaşan kemik bölgelerinin iç kısmında, kan damarlannca beslenmeyen, ölü ve
bağdokusu bakımından zengin kistik boşluklar gelişir. Kıkırdak kılıfının
bittiği eklem ucu çevresindeki kemik dokusu artışı çok yavaş gerçekleşir ve
sonunda "osteofit" ya da "gaga" adı verilen kemik
çıkıntıları oluşur. Eklem çevresindeki sinovyal kapsüller bu yıkım sürecine
sınırlı bir şekilde katılırlar. Kan damarlarının genişlemesine bağlı olarak
şişerler ve zamanla eklem yüzeyine yapışarak eklem hareketlerini kısıtlarlar.
Bu süreçte iltihap bulgularına hiçbir zaman rastlanmaz.

BELİRTİLERİ
Artroz belirtileri yalnız hastalığa yakalanan eklemle sınırlıdır. Bu
hastalarda genel durumla ilgili yakınmalara rastlanmaz. Başlıca belirtiler ağrı
ve eklem hareketlerinin sınırlanmasıdır. Ağrı tipiktir: Eklem hareket halinde
iken ya da yüklenme olduğunda beliren ağn, dinlenmeyle kaybolur ya da şiddeti
belirgin ölçüde azalır. Eklem hareketlerinin yeniden başladığı sabah
saatlerinde şiddeti artan ağn, eklemlerin ısınmasıyla yavaş yavaş azalır.
Hareket kısıtlılığı mekanik bir nedenle meydana gelir: İki kemiğin birleştiği
eklem yüzeyi düzgün, pürüzsüz ve kaygan olacağına pütürlü, çentikli ve
bozulmuştur. Kasların kasılması ve kapsülün kalınlaşması her iki eklem
başlığını sıkıştırarak eklem hareketlerini sınırlar. Artroza bağlı bu
bozukluklar kroniktir. Bazen göreli iyileşme dönemleri yanında darbe, fiziksel
zorlanma, soğuk kas zayıflaması ve şişmanlama gibi etkenlerle yakınmaların
arttığı dönemler de görülür. Artroz oldukça yavaş gelişir ve gittikçe
kötüleşerek ilerler.
Hekime başvurmayı gerektiren ilk eklem yakınmaları artrozun başlamasından
yıllar sonra ortaya çıkar.

TEDAVİ
Bu bölümde artroz tedavisinin genel ilkeleri incelenecek, hastalığın
sık olarak yerleştiği eklemlere değinilirken tedavinin ayrıntıları da
açıklanacaktır. Artrozun temelinde yatan kemik ve kıkırdak yıkımını onaracak
hiçbir ilaç ya da fiziksel önlem yoktur. Tedavilerle Artroz gelişimi ancak
çeşitli tıbbi ve fiziksel tedavi yöntemleriyle yavaşlatılabilir ya da bazı
durumlarda yıkıma neden olan lezyona bağlı yalanmalar uzun bir süre
hafifletilebilir. Bu bilgi ışığırtda artroz tedavisinin üç biçimde
uygulanabileceğini belirtelim: Koruyucu, tıbbi (genel ya da yerel) ve cerrahi
tedavi.
Artrozun önlenmesi, yaşlanmanın yol açtığı kaçınılmaz eklem yıkımını
geciktirmeyi sağlayan tüm kişisel önlemleri kapsar. Aşın kilo almaktan
kaçınmak, düzenli spor yapmak (yürümek, bisiklete binmek, yüzmek vb), kanda
ürik asit, şeker ve kolesterol değerlerini ölçtürerek artrozu hazırlayıcı
hastalıkların erken tanı ve tedavisini sağlamak, dengeli beslenerek et
çeşitleri, tatlılar, alkol vb yiyecek ve içeceklerde aşırıya kaçmamak gerekir.
Eklem ve iskelet yapısının doğumsal, nedeni bilinmeyen (idiyopatik) ya da tam
tedavi edilmemiş darbeye bağlı bozukluklarını önlemek için erken cerrahi ve
ortopedik tedaviler uygulanır.

Artrozun übbi tedavisi sistemik ya da yerel olabilir. Sistemik tedavide artrozu
ağırlaştıran hormonal bozukluklar, şeker hastalığı ve şişmanlık gibi
hastalıklar tedavi edilir. Yerel tedavide ise, ağrının başlıca sorumlusu olan
yumuşak eklem dokularının örselenmesi azaltılmaya çalışılır. Aynca iskelet
sisteminin kan ve kalsiyum gereksinimleri yeterli düzeyde karşılanır,
hastalıklı eklemin hareket yeteneği elden geldiğince korunmaya çalışılır.
Cerrahi tedavi, artroz yakınmalarına yol açan bozuklukları önemli ölçüde
düzelterek en başarılı ve uzun erimli sonuçların alınmasını sağlar. Hasta
ekleme ve hastanın yaşına göre değişen bir dizi cerrahi yöntem uygulanabilir.
Cerrahi yöntemlerin başlıcalan eklemi oluşturan kemikler arasındaki bağlantıyı
yeniden düzenleyen osteotomi (ameliyatla kemiğin bir parçasının çıkarılması ya
da kemik eklenmesi), yıkıma uğramış eklem başlıklarının bir bölümünün ya da
bütününün protez (yapay kemik uçları) ile değiştirilmesidir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://halit.hforum.biz
Halit
Admin
Halit


Mesaj Sayısı : 421
Yaş : 65
Nerden : Şimdilik DÜNYA lı
Kayıt tarihi : 21/12/07

ARTROZ Empty
MesajKonu: ARTROZ TİPLERİ   ARTROZ Empty24/2/2008, 17:11

ARTROZ TIPLERI

Omurga artrozu
Omurga, artrozun en çok yerleştiği organdır. Özellikle hareketli eklemlerin bulunduğu
bel ve boyun omurlarında sık görülür.
İki tür omurga artrozu vardır: Disk artrozu ve interapofizer artroz. Disk
artrozunda omurlar arasındaki disk (yastık) esnekliğini yitirerek kemikler
arasında ezilir. İnterapofizer artrozda ise hastalık omurların arka kısımlarını
birleştiren küçük eklemlere yerleşmiştir ve omurga hareketleri sınırlanır.
Bilindiği gibi omurlar arasında kıkırdak yapısında diskler bulunur. Bu diskler
esnek ve kaygan olmalarıyla kemikler arasındaki sürtünmeyi en aza indirerek omurga
hareketlerini gerçekleştirirler. Disk, artrozun yıkıma uğrattığı ilk, hatta tek
eklem yapısıdır. Omurga artrozunun öteki özellikleri hep bu başlangıç
lezyonunun sonuçlandır. Disk yumuşar, bütünlüğünü yitirir, ufalanmaya başlar,
incelir ve sonunda omurlar arasında ezilir.

İncelmenin, disk yüzeyinde eşit olmaması sonucunda üstteki disk, alttaki
hastalıklı diskin incelen bölgelerine doğru kaymaya başlar. Bir yandan da
ezilen disk omurların dışına kayar. Omurları birbirine tutturan bağlar, diski
bütünüyle hapseder. Böylece iyice gerilen disk, kemiğin en dış yüzünü ve omurga
periostunu (kemik dış zan) tahriş eder. Kemik, sürekli etkisinde kaldığı tahriş
edici uyaranlara "osteofît" ya da "gaga" adı verilen kemik
çıkıntıları oluşturarak yanıt verir.

Kemik dokusundaki artış bazı ileri olgularda birkaç omurun birbiriyle
kaynaşmasına neden olabilir. Kaynaşan omurlar arasındaki eklemler ve
dolayısıyla hareketlilik sınırlanmış olur.

Omurga artrozunda, ağrı ve omurga sertliğine ek olarak omurga kanalından geçen
sinirsel yapılann zedelenmesine bağlı belirtiler de görülebilir. Omurga içinde
omurilik yer alır. Omuriliğin hareket ve duyu sinirleri (motor ve sensoryal
sinirler) vücudun her yanına yayılır. Sinirler gidecekleri yere ulaşmak için
mutlaka omurga içinden geçmek zorundadır. Bu geçiş, yapılarında birçok delik
bulunan omurların art arda sıralanarak oluşturduğu kapalı bir kanal içinde
gerçekleşir. Böylelikle bir omurun kayması ya da kemik çıkıntısının büyümesi,
omur boşluğunu daraltarak sinire doğrudan baskı yapar. Kemik baskısı ile
sıkışan sinirin yayıldığı bölgelerde ağrı duyulacaktır. Örnek olarak, siyatik
sinirin sıkışması ya da iltihabı sonucunda gelişen siyatik tablosu verilebilir.

Ağrıyı oluşturan tek etkenin sıkışma olmadığı, göğüs hizasındaki omurları tutan
artroz örneğinde daha iyi anlaşılır. Göğüs omurlarında boşluğun geniş ve bu
omurların çok az hareketli olması, sıkışma olasılığını zayıflatır. Bu durumda
sinir kökünü ilgilendiren iltihaplanma ve bazı olgularda mekanik değişimler
sonucunda gelişen kanlanma yetersizliği söz konusudur. Sinir kökünün
zedelenmesi ağn dışında çeşitli belirtilere de neden olabilir. Özellikle
artrozun göğüs ve boyun omurlarını tuttuğu durumlarda, "servîkal
sendrom" görülebilir. Bu, gözbebeklerinde genişleme, etkilenen sinir kökü tarafında
yanm baş ağrısı, eklem hareketlerinin çıtırtılı olması, denge bozukluktan, kalp
çarpıntısı ve mide bulantısıyla seyreden bir tablodur. Tüm bu belirtilere
"Neri-Barre-Lieou sendromu" adı verilir.

Omurga artrozu tedavisinin genel ilkelerine daha önce değinilmişti. Bu arada
önemli bir noktayı vurgulamak gerekir. Birkaç aydır sırt ve boyun ağrılarından
yakınan bir hastanın hekime başvurması ile çekilen röntgen filminde disk ya da
omurga arka eklemlerinde artroza bağlı yıkımın yıllar önce başladığı anlaşılır.
Aynı hastanın bir-iki yıl önce hiçbir yakınması yokken omurga fîlmi çekilseydi,
artroz lezyonlan tüm açıklığıyla görülebilecekti. Öyleyse ağrılar neden
birdenbire ortaya çıkar? Bunun nedeni, önceleri her şeye karşın normal olan
omurganın statik-dinamik (durağan ve devingen) dengelerinin, bazı yeni
etkenlerle artık bozulmuş olmasıdır. Bu etkenler omurgayı destekleyen kasların
durumu, omurga kemiklerinin tuttuğu kalsiyum miktarı ve vücudu etkileyen başka
sistemik hastalıklardır. Bu nedenle, tıbbi tedavi filmlerde saptanan artrozu
tedavi etmekten çok (ki bu olanaksızdır) genel ya da kaslara bağlı
bozuklukların giderilerek yakınmaların dindirilmesine yöneliktir. Fizik
tedavinin artrozda çok geniş bir uygulama alanı vardır. Özellikle dolaşımı
hızlandıran ve kas beslenmesini artıran masaj ve kuru ısı uygulanması
(elektrikli yastık, Bier fırını, kısa hertz dalgalan ile yapılan markoniterapi,
radarterapi, sıcak kum tedavisi) yaygın olarak kullanılan yöntemlerdir.

Cerrahi tedaviye çok az olguda başvurulur. Artrozun yaptığı yıkım sonucunda
omurga kanalındaki sinirsel yapıların sıkıştığı olgularda cerrahi tedaviyle bu
sıkışıklıklar giderilir. Birden fazla diskin yıkıma uğradığı ileri omurga
artrozu olgularında ağrıya yol açan sıkışmanın olduğu omurların çıkarılması
yöntemine başvurulur.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://halit.hforum.biz
Halit
Admin
Halit


Mesaj Sayısı : 421
Yaş : 65
Nerden : Şimdilik DÜNYA lı
Kayıt tarihi : 21/12/07

ARTROZ Empty
MesajKonu: Geri: ARTROZ   ARTROZ Empty24/2/2008, 17:16

Kalça artrozu
Kalça artrozun en çok görüldüğü eklemlerden biridir. Doğumsal gelişme bozukluğu
(konjenilal displazi) olanların büyük bir bölümünde tedavi edilmemiş ya da
bütünüyle iyileştirilmemiş doğumsal biçim bozukluğundan kaynaklanan ikincil artroz görülür.
İkincil artrozun başlıca nedenlerinden biri doğumsal gelişme bozukluklarıdır.
Çünkü tedavi edilmemiş ya da tam iyileşmeyen doğumsal gelişme bozukluklarında
ilerleyen eklem uyumsuzlukları artroza ortam hazırlarlar. Tedavi edilmemiş ya
da altı yaştan sonra tedavi edilmiş doğumsal kalça çıkıklarında uyluk kemiğinin
(femur) ya da kalça kemiği yuvasının (asetabulum) eklem yapılarında
düzensizlikler kalır. Doğumsal kalça çıkığında beliren artroz oldukça ağırdır.
Eklemlerdeki düzensizliklerin en az hafif olduğu olgularda bile artroz
şiddetlidir. Doğumsal kalça çıkığına bağlı olarak gelişen artrozun belirtileri
çok geç ortaya çıkan (30-40 yaşlarında) ağrı ve hareket kısıtlılığıdır. Kemik
oluyum bozukluklarının ileri derecede olduğu olgularda, gerçek artroz
tablosunun henüz ortaya çıkmadığı erken dönemlerde topallama ve ağrı belirir.
Kalça kemiği yuvası (asetabulum) ve uyluk kemiği başı aynı eğime sahip değilse,
vücut ağırlığı eklem yüzeyine eşit dağılmaz ve eklem kıkırdağı giderek aşınır.
Çıplak kalan kemik yüzeylerinin birbirine değmesiyle çok ağrılı ve zamanla
eklem hareketlerini kısıtlayıcı bir tablo ortaya çıkar, ikincil artroz, iki
eklem yüzeyi arasındaki kusursuz uyumu bozan herhangi bir nedenin sonucunda
gelişebilir. Bu nedenler arasında uyluk başının iltihaplanmasını (osteokondrit)
sayabiliriz (Perthes hastalığı). Bu hastalıkta kemik ucu (epifiz) çekirdeğinin
4-10 yaşlarında meydana gelen yerel dolaşım bozukluğuna bağlı olarak normal
gelişimini tamamlayamaması söz konusudur. Sonuçta uyluk başı büyük ölçüde
yuvarlaklığını yitirir. Uyluk kemiği ucundaki ve uyluk boynundaki kırıklar çoğu
zaman kemiği besleyen damarların da tıkanmasına neden olarak kemik beslenmesini
önemli Ölçüde bozar. Uyluk başı kemik dokusunda böylelikle kısmen ya da
bütünüyle doku ölümü gelişir ve hızla artroz oluşumu başlar.

Kalçanın mikrobik iltihaplarına (septik artritler) ya da Koch basiline (verem
basili) bağlı iltihaplar (verem artriti, koksit) eklem kıkırdağında ve kemik
başlarında önemli doku yıkımı yapar. Bu hastalıklarda klinik açıdan tam
iyileşme sağlansa da bazen ağır artroz tablosunun gelişimi önlenemez,. Kalça
artrozuna neden olabilecek belirgin bir yerel etken olmadan gelişen artroza
birincil artroz denir. Bu artroz türü başta jngiltere olmak üzere Kuzey
ülkelerinde çok yaygındır. Daha çok orta-ileri yaşlarda (50-60 yaşından sonra)
görülür ve bir yanda daha belirgin olmak üzere her iki kalça eklemini tutar.

Hastalık eklemlerde ilerleyerek hareketin sınırlanmasına neden olur. Uyluk başı
normal biçimini yitirir, büyür ve kalça kemiği yuvasını fazlasıyla doldurarak
eklemin tüm mekanik işlevim bozar. Kalça artrozunun en önemli belirtisi kasığa,
kalçaya ve sıklıkla dize yayılan ağndır. Kalça ekleminin bacağı uzatan ve içe
doğru döndüren hareketleri kısıtlanmıştır. Öte yandan eklemin İçeriye doğru
yaptığı bükülme hareketi hastalıktan uzun bir süre etkilenmez. Daha önce
değinilen iki belirti sonucunda hastalığa özgü bir topallama (kaçış
topallaması) gelişir. Bunun nedeni hastanın yürürken vücut ağırlığını sağlam
ekleme bindirerek, ağrılı eklemin yükünü en aza indirmeye çalışmasıdır.

Kalça artrozunun tedavisinde, Öteki eklemlerin artrozunda olduğu gibi tıbbi ve
fizik tedavi yöntemleri uygulanır. Tedavide öncelikle eklemdeki iltihabın ve
eklem çevresindeki yumuşak dokulardaki (sinovya zan, eklem kapsülü, kaslar)
zedelenmenin giderilmesi amaçlanır. Tedavi sonucunda hastanın ağrılarında belli
bir azalma olsa da, eklemlerde artrozun yol açtığı doku yıkımı onarılamaz.
Kalça artrozunun cerrahi tedavisi, ortopedinin en önemli alanlarından biridir.
Cerrahi tedaviden oldukça başarılı sonuçlar alınabilir. Kalça artrozunu
önleyici ve artrozu tedavi edici iki tür cerrahi girişim yöntemi vardır.
Artrozun koruyucu cerrahi tedavisi çocuk ve gençlere uygulanır. Bu yöntem uyluk
başının doğumsal gelişme bozukluğu i]e asetabulum arasındaki mekanik
uyumsuzluğu gidermeye yöneliktir. Böylece ileride gelişmesi kaçınılmaz bir
artroz önlenmiş olur.

Uyluk boynunun yaptığı açıyı değiştirerek eklemin mekanik İşlevlerini
düzeltmeyi amaçlayan osteotomi (ameliyatla kemiğin bir parçasının çıkarılması
ya da kemik eklenmesi) ve doğumsal gelişme geriliği nedeniyle uyluk başını
barındıracak boyutlara ulaşamamış asetabuluma (kalça kemiği yuvası) uygulanan
cerrahi girişimler de Önemlidir. Kalça artrozunun cerrahi tedavisinde lezyonun
tek ya da çift yanlı olması, hastanın yaşı ve cinsiyeti, mesleği ve yaşam
alışkanlıkları gibi etkenlere bağlı olarak çeşitli yöntemler uygulanır. Kalça
artrozunda geçerliliğini koruyan önemli cerrahi girişim yöntemlerinden bazıları
şunlardır:

Osteotomi

Osteotomide uyluk kemiğinin başı ile kalça kemiği yuvası arasındaki değme
noktalan değiştirilerek uyluğun burada yaptığı yıkım giderilmeye çalışılır.
Cerrahi girişimden sonra ağrı kaybolur, artrozun ilerlemesi durur ve kalça
işlevleri ile hastanın yürümesinde belirgin düzelme sağlanır, iyileşme bazen
kalıcı bazen de geçicidir. Gene de osteotominin genç ve eklem işlevleri henüz
ileri derecede bozulmamış hastalarda uygulanan, hastalığın nedenini ortadan
kaldırmayan, ama oluşan doku yıkımını onaran bir tedavi olduğu unutulmamalıdır.
Kemiklerin, osteotomiden sonra metal plakalarla birbirine tutturulması yöntemi
geliştirildikten sonra, hastalara uzun süreli alçı uygulanmasına son
verilmiştir.

Artrodez
Artrodez, eklemin cerrahi girişimle kaynaştırılmasıdır ve tek yanlı kalça
artrozlarmda uygulanır. Artrodez uygulanan eklem devre dışı kaldığından ağrı
bütünüyle ortadan kalkar. Hasta sağlam eklemini kullanarak rahatça iş hayatını
sürdürebilir. Ama bu tedavi sonucunda oturma, araba kullanma ya da bisiklete
binme gibi edimler güçleşir. Belli bir yaşama alışkanlığı olan hastalar gönüllü
olarak kabul etmese de, artrodez en geçerli tedavi yöntemlerinden biridir.

Atroplasti girişimleri

Artroplasti, hastalığın yıkıma uğrattığı eklem başlarına yeniden biçim
verilmesidir. Eklem başlarını fasya, yağ vb biyolojik maddelerle kaplama
yöntemleri başarılı olmayınca, son zamanlarda yapay eklem başlarının
kullanımına başlanmıştır.

Artroprotez
Her iki eklem yüzeyinin (uyluk ve asetabulum) ya da yalnız uyluk başının
değiştirilmesidir. Vücudun

İyi uyum gösterdiği metal alaşımlardan üretilen yapay protezler kullanılır.
Artroprotez mekanik açıdan kalça artrozunu bütünüyle iyileştiren bir
girişimdir. Ağn birkaç gün içinde bütünüyle kaybolur, eklem hareketleri ve
yürüme hemen hemen normale döner. Ama gene de bazı sorunlar görülebilir;
hastaların bir bölümünde ekleme yerleştirilen yapay maddelere karşı uyumsuzluk
gelişir. Elde edilen sonuçlann yüksek başansı ve olguların başka girişimlerle
tedavi şansının olmaması artroprotez tedavisini daha da geçerli kılar.
Girişimin teknik yönü geliştikçe artroprotez, artroz tedavisinde en seçkin
yöntemlerden biri olacaktır.

Diz eklemi
artrozu
(gonartroz)

Artrozun dizde birincil olarak gelişmesi çok enderdir. Burada hemen her zaman
iskelet çatısı eğrilmelerine, küçük yaşlarda geçirilen iskelet yapısını bozan
hastalıklara ve darbelere bağlı ikincil artroz söz konusudur. Raşitizmde, küçük
yaşlarda görülen kemik kırıklarının yol açtığı içe (X bacak, valgus) ya da dışa
(parantez bacak, varus) dönük dizlerde vücut ağırlığı yaşam boyunca eklemin
içbükey yüzüne biner. Böylece aşın yük altında kalan eklem erken yaşlanır ve
kıkırdak ile altındaki kemik yıkıma uğrar. Diz artrozu belirtileri genellilde
50 yaşlanna doğru daha çok şişman, bacaklannda varis bulunan ve menopoz
dönemindeki kadınlarda görülür. Başlangıçta sinsi bir ağn vardır ve eklem
hareketleri kısıtlanır. Hastalık yerleştikçe sinovya zarı kalınlaşarak diz
şişer. Baldır kaslarında erime (hipotrofi) başlar. Diz hafif gergin, eklem
hareketleri kısıtlı ve seslidir (kıtırtıh). Diz filminde eklem kenarlannın
inceldiği, hatta dizin iç ya da dış bölümlerinde bütünüyle ortadan kalktığı
görülür. Hastanın ayakta çekilen diz filminde kemiklerin denge ekseninin
bozulduğu ve eklem kenarlarının inceldiği belirgin bir biçimde saptanır.
Hastalığın birincil türünde genellikle dizkapağı kemiğinin eklem yüzeyinde
osteofît (kemik çıkıntısı) oluşumu gözlenir. Eklem içinde serbest kemik
parçalarına rastlanabilir.

Tıbbi tedavi, öteki artroz türlerinde olduğu gibi ancak geçici rahatlama sağlar
ve yalnızca hastalığın başlangıç evrelerinde uygulanır. Belirtiler ortaya
çıktıktan ve dizde belirgin biçim bozukluğu oluştuktan sonra ağrının
giderilmesi ve ekleme olağan işlevlerini kazandırmak ancak cerrahi tedavi ile
sağlanabilir. Cerrahi girişim ile eklemde hareketi sınırlayan ve ağrı yapan tüm
ölü dokular çıkarılır ya da uyluk ve kaval kemiklerinin denge ekseni
düzeltilerek yükün diz eklemine sağlıklı bir şekilde dağılması sağlanır. İlk
geliştirilen cerrahi girişim yöntemlerinden "keiloplasti de eklem İçindeki
kemik kırıntıları, bozunmuş menisküs, uyluk ve kaval kemiği yüzeylerini
zedeleyen osteofitler, eklem kıkırdağında yıkıma uğramış alanlar çıkarılır.
Dokuların bozunması ileri düzeydeyse kaval kemiğinin eklem yüzeyi çıkarılarak
açıkta kalan kemik bu bölgeden alınan yağdokusu ile örtülür. Dİze binen yük
eksenini düzeltmek amacıyla osteotomî uygulanır. Bu eksenin bozulmasına yol
açan, kaval kemiğine ve öteki kemiklere ilişkin iskelet düzensizlikleri de
giderilir. Cerrahi girişim, kaval kemiği üst ucundan başlayıp kemiğin içbükey
yüzeyi boyunca devam eden bir keşiden oluşur. Bu girişimle eklem yüzeyleri
bütünüyle yatay duruma getirilir ve kesik kemik yüzeyleri arasına hastanın
kendisinden ya da başkasından alınan takoz biçiminde kemik parçalan
sıkıştırılır. Böylece eklemin doğru bir biçim alması sağlanır. Hasta girişimden
sonra 3-4 hafta alçıda tutulur. Ekleme birkaç ay boyunca doğrudan yük
bindirilmez. Bu girişim 65-70 yaş üzerindeki hastalarda bile oldukça başarılı
sonuçlar verir. Artrodez ve diz ekleminin devre dışı bırakılması girişimleri,
ancak diz eklemini tutan bir enfeksiyon durumunda ya da çok genç hastalarda
darbe sonrası gelişen artroz olgularda uygulanır.

Günümüzde artroz tedavisinde önemli basanlar elde edilmektedir. Farmakolojik
araştırmalann ve yeni cerrahi tekniklerin geliştirilmesi sonucunda yaygın bir
hastalık olan artrozun yakın gelecekte daha geniş tedavi olanaklarına
kavuşacağı düşünülmektedir.

Sporcu Artrozu

Sporcularda darbeye bağlı artroz gelişimi sık görülür. Artroz doğal olarak en
çok kullanılan eklemlerde gelişir. Özellikle önemsenmeyen ancak yinelenen hafif
ya da şiddetli darbeler ile ters hareketler eklemleri zamanla aşındırır.
Tenisçilerin tipik artrozu dirsek ağnsıyla ortaya çıkar. Bu artroz golf
oyuncularında da görülebilir. Ayak eklemlerinin artrozu atletlerde,
bisikletçilerde yaygındır ve Aşil kirişi ile ayak tabanında ağrılarla seyreder.
Bisikletçilerde hastalığın en çok görüldüğü bölgeler omurga, diz ve bileklerdir.
Diz ekleminde artroz futbolcularda, bilekte artroz ise boksörlerde daha
yaygındır. Futbolcularda top sürmeye bağlı olarak gelişen ve üst baldırda
ağrılarla seyreden kalça artrozu oldukça tipiktir. Otomobil ve motosiklet
sporlarıyla uğraşanlarda ve su kayakçılannda omurga artrozu yaygındır. Disk,
çekiç ve cirit atanlarda ise hastalık öncelikle omuzlarda ve dirseklerde ortaya
çıkar.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://halit.hforum.biz
 
ARTROZ
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
halit :: HASTALIKLAR A - Z :: HASTALIKLAR A-
Buraya geçin: